Havacılık ve Teknolojinin Buluşma Noktası
27348
page-template-default,page,page-id-27348,page-child,parent-pageid-25887,vcwb,ajax_fade,page_not_loaded,,select-theme-ver-3.5.2,menu-animation-underline-bottom,wpb-js-composer js-comp-ver-5.0.1,vc_responsive

HAVACILIK SEKTÖRÜNDE BUSINESS TO GOVERNMENT

5 Ağu 2022 – Çağla KALKAN

Kuresel-Havacilik-Sektoru-ICAO-Sempozyumunda-Ele-Alinacak

Havacılık sektörü diğer sektörlerden farklı karakteristik özelliklere sahip bir sektör. Bugün konuşmak istediğim karakteristik özellik ise satın alma motivelerinin Business-to-business (B2B) modeline değil business-to-governance (B2G) modeline daha yakın olması. B2B model daha hızlı ve pazar şartlarında daha yüksek karı hesaplarken B2G alım prosesi çok karmaşık ve çok daha yavaş ilerler. Bu yüzden çok fazla aktörün olduğu sivil havacılık sektöründe alımlar daha da karmaşık olabilirler.

Sivil havacılık birçok ülkede askeri yapıdan çok etkilenmiş hatta bir çoğunda hala etkisi altında bir sektör diyebiliriz. Sektörün sivilleşmeden önce askeri olarak var olması burada önemli bir nokta. Askeri otoriteler genel olarak alım yapma konusunda çok muhafazakar davrandıkları için askeri sektörün alım motiveleri de sivil havacılık sektörünün şekillendirmede rol oynadı. Daha muhafazakar ve yavaş bir alım süreci bu durum ile yakından ilgili olabilir. Bunu bir çok gelişmiş ülke aşmış olsa da dünyanın geri kalanında bu etkiyi hala gözlemlemek mümkün. İhalelerin gizli yürütülmesi, sonuçların kamuoyuyla paylaşılmaması gibi durumlarda askeri geleneğin daha çok etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Bir diğer konu da devlet görevlilerinin düzenli alımlara alışık olup yeni ve değişiklik getiren alımlara direnç göstermesi. Devlet görevlileri, düzenlerini değiştirecek alımlarda farklı bir tavır takınabilirler. Sivil havacılık sektöründe dijitalleşmenin hala düşük oranda olması bu konuyu destekler nitelikte. Böyle durumlarda özel sektör yenilik getirme hevesini kaybediyor ve sadece var olan düzenin devamını destekleyen teknolojiler ortaya çıkıyor. Bu da sektörde verimliliğini baltalıyor denebilir.

Ayrıca B2G alımlarda prosesler çok detaylı ve takibi zor olabiliyor. Ufak bir hata ile ihaleden elenebiliyorsunuz. Sektörde var olmak, diğer sektörlere göre çok daha uzun ve büyük yatırımlar gerektiriyor. Bu riskler sektörün rekabetçi yapısını yaralamakta ve sektör yeni oyuncuları kolay kolay kabul etmemekte. Tekelleşmenin bu sektörde sıkça görülmesinin bir sebebi de bu olabilir.

Bir diğer nokta da yerel yönetmeliklerin önemli bir konu olması ve firmaların buna göre esnek ve pratik olması gereğidir. ICAO ve EASA gibi uluslararası kurumlar uluslararası standartları belirlemeye çalışsa da asıl yetki yerel sivil havacılık otoritelerinde. Maalesef otoritelerin beklentileri ciddi manada değişiklik gösterebiliyor. Bir ülkede iş yapabilmek için diğer sektörlere oranla çok daha fazla lisans ve sertifika yatırımı yapılması gerekiyor. Bu da sektörün hantallaşmasına ve rekabetin zorlaşmasına sebep oluyor.

B2G modelinin sivil havacılığa özgü yönlerinden bahsettik. Bir satış uzmanı olarak sivil havacılık sektörünün daha rekabetçi ve verimli olması için birkaç önerim olacak. En başta devlet görevlileri yenilikçi yatırımlar için devlet tarafından motive edilebilir. Süreçler daha açık ve özel sektörle iletişim daha yoğun olabilir. Yerel yönetmelikler mümkün olduğunca uluslararası standartlara uyumlu olup uluslararası sertifikalar daha geniş bir çerçevede sağlanabilir. Ayrıca tekelleşmenin önüne geçmek için küçük ve orta ölçekli şirketler için avantajlar sağlanabilir. Bunların yavaş yavaş sektörde yer bulacağına eminim. Umarım düşündüğümden hızlı yer bulur.